5.4.15

Felaket'i Anlatmak

(Istanbul Art News - Edebiyat ekinin Ekim 2014 sayısında yayımlandı)

Avedis Aharonyan’ın 1928 yılında yayımlanmış “Voğçagezı” (Kurban / Holokost / Diri Diri Yakılma) adlı öyküsünde, neden olduğu ilk başta tam anlaşılamayan bir dehşet hali resmedilir ve yaşanan felakette yakınlarını kaybetmiş bir Ermeni rahip anlatılır.  Rahip korkunç bir ruhsal yıkım içinde ayakta kalmaya çalışmakta, kendi kendine olan bitenin muhasebesini yapmaktadır. Derken hiç beklenmedik bir olay olur ve Müslüman bir genç, rahibin yanına gelip evine kadar kendisiyle gelmesini ve hasta bebeği için dua etmesini ister. Gencin anlattıklarından, bebeğin ölümcül bir rahatsızlığa tutulduğunu, iyileşmesi için elden gelen her şeyin yapıldığını ama sonuç alınamadığını anlarız. Bu ümitsiz halin içinde karısı rüyasında Ermeni rahibin gelip bebek için dua ettiğini ve bunun sonucunda bebeğin kurtulduğunu görmüş, adam da başka çare olmadığını görünce son bir umutla rahipten yardım istemeye gelmiştir.

Ama bu, oldukça garip bir istektir, zira, rahiple genç adamın arasındaki yüksek gerilimden de anlaşıldığı gibi öykünün bütün atmosferini kaplayan dehşet havasının sebebi, bölgede yakın zamanda Müslümanlarla Ermeniler arasında vuku bulan çatışma ve neticesinde Ermenilerin kıyıma uğramasıdır. Rahip genç adamın bu isteği ile baş etmesi güç bir ikilemle ve ciddi bir ahlaki sorgulamayla baş başa kalır. Bir yandan genç adam, etkileri hâlâ rahibin kendisinde ve çevresinde capcanlı sürmekte olan dehşetin sebebi olan öteki milletin doğal bir üyesidir; öte yandan kendisinden istenilen şey bir duadan ibarettir ve hayatı söz konusu olan  da masum bir bebekten başkası değildir.