13.1.14

İstanbul'da bir dekadan annesi

Ahmet Mithat Efendi tartışmayı seviyor, polemiğe bayılıyor. Bu sefer dekadanlık meselesi üzerine saf tutmuş; yine yeniden Batı'yı yanlış anlayanları düzeltiyor ve işin aslını ortaya koyuyor! Fazıl Gökçek onun tuttuğu safı güzel kitabında çeşitli yönleriyle anlatmış. Ahmet Mithat her yerde Ahmet Mithat tabii:

"Ona [Ahmet Mithat'a] göre 'Fransa'da Dekandantizmi icat eden' Jean Moreas'tır. Aslında bu şair, aslı adı Papa Diyamandopulos olan bir Yunanlıdır ve Fransa'da şöhret kazanmak için 'Âleme muhalefet et ki maruf olasın' şeklindeki Arap atasözünde söylendiği şekilde mevcut Fransız edebiyat geleneğine aykırı davranmak için anlaşılmaz şiirler yazarak kendisinden söz ettirmeyi başarmıştır. Başlangıçta onun arkasından gidenler, Stephane Mallarme, Rene Ghil, Verlaine, Paul Adam, Francis Viele gibi 'dört beş kişiden ibaret'tir ve bunlardan Rene Ghil dışındakiler 'halkın müstehziyane yuhalarına duçar olunca' bu yoldan ayrılmışlardır. Ahmet Mithat Efendi konuyu biraz da magazin boyutuna taşıyarak, bu şairlerden Francis Viele'nin zengin bir Amerikalı mirasyedi olduğunu, annesi Madam Lejane'in geçen yıl İstanbul'a geldiğini ve kendisinin onunla tanıştığını, yetmiş beş yaşındaki bu kadının kendi oğlu için, "Yapacak başka işi yok da kâğıt karartıp duruyor! Bastırdığı âsârın mesarif-i tab'iyesini ben verdikten sonra gülmek için okuyanlar nevadirden değildir" dediğini belirtir ve daha ileri giderek onun eserleri hakkındaki olumlu yazıların para karşılığı yazdırıldığını iddia eder."

Böyle bir kanıttan sonra, Osmanlı'nın genç edipleri için dekadan-severliğe devam etmek pek mümkün olmasa gerek!


(Fazıl Gökçek. Bir Tartışmanın Hikâyesi: Dekadanlar. İstanbul: Dergâh Yayınları, 2009: s. 37)

4.1.14

Ermeni Edebiyatı Hakkında Anıtsal Bir Eser: Bardakjian'ın Modern Ermeni Edebiyatı

(Toplumsal Tarih dergisinin Aralık 2013 tarihli 240. sayısında yayımlandı)

Türkiye’de son zamanlarda Ermeni edebiyatına karşı artan bir ilgi var. Özellikle yüksek lisans ve doktora seviyesinde genç araştırmacılar, Ermeni edebiyatının hem Osmanlı ve Anadolu kültürü hem de yakın Türkiye tarihi açısından yepyeni imkânlar açabileceğinin giderek daha çok farkına varıyorlar. Fakat bu ilgiye rağmen ülkemizde Ermeni edebiyatı çalışmak hiç de kolay değil. Öncelikle bu konuda uzmanlaşmış akademik kurumların ve kişilerin olmaması ciddi bir engel teşkil ediyor. Öte yandan birincil kaynaklara ulaşmak bakımından küçümsenemeyecek güçlükler var. Ne aradığınız kitapların eski ya da yeni baskılarını kitapçılarda ya da sahaflarda kolayca bulmanız mümkün ne de bunlara herkese açık bir kütüphanede ulaşabilmeniz. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu zamanında basılmış metinler için ciddi uğraş vermeniz, şansınızı yurtdışındaki kütüphanelerde denemeniz gerekiyor. İkinci büyük zorluk ise hem Türkçede hem de Avrupa dillerinde size rehberlik edecek ikincil kaynakların çok az sayıda olması. Bu noktada yapılabilecek temel şey 20. yüzyılda Ermenistan’da basılmış Doğu Ermenice kaynakların peşinden koşmak, ki bunun da çok kolay bir iş olmadığı tahmin edilebilir.

Bu çok parlak olmayan duruma rağmen, son senelerde alan içinde göreli bir iyileşmeye tanık oluyoruz. Özellikle Aras Yayıncılık’ın çabasıyla yeni kaynaklar Türkçede dolaşıma giriyor ve konunun ilgilileri için, özellikle başlangıç aşamasında rehberlik sağlayacak bir literatür oluşuyor. İşte yıllardır devam eden bu çabanın bir örneği, belki de en önemli örneği olarak, Kevork B. Bardakjian’ın Modern Ermeni Edebiyatı adlı öncü eseri yine Aras Yayıncılık tarafından geçen aylarda, yayınevinin kuruluşunun 20. senesinin şerefine, Fatma Ünal ve Maral Aktokmakyan çevirisiyle yayımlandı.