4.1.14

Ermeni Edebiyatı Hakkında Anıtsal Bir Eser: Bardakjian'ın Modern Ermeni Edebiyatı

(Toplumsal Tarih dergisinin Aralık 2013 tarihli 240. sayısında yayımlandı)

Türkiye’de son zamanlarda Ermeni edebiyatına karşı artan bir ilgi var. Özellikle yüksek lisans ve doktora seviyesinde genç araştırmacılar, Ermeni edebiyatının hem Osmanlı ve Anadolu kültürü hem de yakın Türkiye tarihi açısından yepyeni imkânlar açabileceğinin giderek daha çok farkına varıyorlar. Fakat bu ilgiye rağmen ülkemizde Ermeni edebiyatı çalışmak hiç de kolay değil. Öncelikle bu konuda uzmanlaşmış akademik kurumların ve kişilerin olmaması ciddi bir engel teşkil ediyor. Öte yandan birincil kaynaklara ulaşmak bakımından küçümsenemeyecek güçlükler var. Ne aradığınız kitapların eski ya da yeni baskılarını kitapçılarda ya da sahaflarda kolayca bulmanız mümkün ne de bunlara herkese açık bir kütüphanede ulaşabilmeniz. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu zamanında basılmış metinler için ciddi uğraş vermeniz, şansınızı yurtdışındaki kütüphanelerde denemeniz gerekiyor. İkinci büyük zorluk ise hem Türkçede hem de Avrupa dillerinde size rehberlik edecek ikincil kaynakların çok az sayıda olması. Bu noktada yapılabilecek temel şey 20. yüzyılda Ermenistan’da basılmış Doğu Ermenice kaynakların peşinden koşmak, ki bunun da çok kolay bir iş olmadığı tahmin edilebilir.

Bu çok parlak olmayan duruma rağmen, son senelerde alan içinde göreli bir iyileşmeye tanık oluyoruz. Özellikle Aras Yayıncılık’ın çabasıyla yeni kaynaklar Türkçede dolaşıma giriyor ve konunun ilgilileri için, özellikle başlangıç aşamasında rehberlik sağlayacak bir literatür oluşuyor. İşte yıllardır devam eden bu çabanın bir örneği, belki de en önemli örneği olarak, Kevork B. Bardakjian’ın Modern Ermeni Edebiyatı adlı öncü eseri yine Aras Yayıncılık tarafından geçen aylarda, yayınevinin kuruluşunun 20. senesinin şerefine, Fatma Ünal ve Maral Aktokmakyan çevirisiyle yayımlandı.  

Uzun yılların emeğinin ürünü olan ve İngilizce baskısı 2000 yılında yapılmış bu anıtsal çalışma, matbu olarak basılmış Ermenice edebi eserlerin bütüncül bir haritasını oluşturma ve Ermeni edebiyatının modernleşme macerasını olabildiğince eksiksiz bir şekilde resmetme amacı taşıyor. Kitabın temel olarak iki uzun ve üç kısa bölümden oluştuğunu söylemek mümkün. Bardakjian, ilk bölümde 1500-1990 yılları arasında gelişmiş modern Ermeni edebiyatının genel bir portresini çizerken, ikinci bölümde 1500-1920 yılları arasında doğmuş edebiyatçıların ürettiği eserlerin ayrıntılı bibliyografyasını oluşturmaya çalışıyor. Bu iki bölümün ertesinde gelen üç kısa bölüm ise farklı kaynak listelerinden oluşuyor: İlkinde Ermeni edebiyatı kaynakçaları ve bu edebiyat üzerine yazılmış eserleri, ikincisinde Ermenice ya da başka dillerde derlenmiş antolojileri kapsayan bibliyografyalar; üçüncü ve son kısa bölümde ise Âşıklar, Folklor, Edebi Etkileşimler ve Vezin başlıklarında özelleşmiş dört ayrı bibliyografya bulunuyor. Bu bağlamda bu üç kısa bölüm aslında ikinci bölümün ekleri olarak da kabul edilebilir.

İlk bölümde Ermeni edebiyatının yaklaşık beş yüzyıllık genel portresi çizilirken yüzyıl dönümlerine göre bir bölümleme yapılmış ve böylece zaman sırasına göre beş altbölüm oluşturulmuş. Her yüzyıl için ayrı ayrı ilk önce “Ermenilerin içinde bulunduğu koşullara genel bir bakış” başlığıyla dönemin dikkat çeken özellikleri ile önemli gelişmeleri özetleniyor ve dönemin edebiyatının sosyo-politik zemini anlatılıyor. Hemen ertesinde, söz konusu koşullar içinde üretilmiş edebiyatın ana hatları ortaya koyuluyor. Bu yapılırken Bardakjian tek tek edebiyatçılar üzerinden gitmeyi tercih etmiş. Burada, değinilen yazar ve şairler hakkında temel biyografi bilgisine fazla yer ayrılmadığını, daha çok söz konusu edebiyatçıların önemli eserleri hakkında temel malumatın verildiğini görüyoruz. Özellikle kurmaca eserlerin, bir yandan konuları, anlatı yapıları ve olay akışları kısaca anlatılıyor; öte yandan bu eserlerin dönem içindeki yeri ve edebiyata etkisi konumlandırılmaya çalışılıyor. Bu bölüm hakkında en ilginç şey, Bardakjian’ın bilgi vermeyi amaçlayan bir ansiklopedici tavrından çok, bir eleştirmen pozisyonunu tercih etmesi. Bu bağlamda yazar, bahsettiği eserlerin edebî değeri üzerine fikir ve tartışma yürütüyor ve böylelikle edebiyatçılar hakkında yazılmış kısımlar tanıtıcı metinler olmaktan çıkıp, birbirinden bağımsız birer eleştirel denemeye dönüşüyor. Bu durumun kitabı hem salt bir referans kitap olmaktan kurtardığını hem de okuma keyfini artırdığını belirtmeden geçmeyelim.

Eserin ikinci ve en az birincisi kadar önemli bölümü ise, yukarıda da belirttiğim gibi, geniş bir modern Ermeni edebiyatı bibliyografyasından oluşuyor. Burada, Ermeni edebiyatının önemli ve daha az önemli 400 kadar kaleminin kısa yaşam öyküsünün verilmesinin yanı sıra, her edebiyatçı için ayrı birer eser kaynakçası oluşturulmuş. Her bir eser için yayım yılı ve yeri bilgisine yer verilmiş olan bu kaynakçada ek olarak söz konusu edebiyatçılar hakkında çıkan eleştiri yazılarının ve bunların eserlerinden başka dillere yapılan çevirilerin künye bilgisini de bulmak mümkün. Bu çok değerli ve görkemli bibliyografyanın, Türkiyeli okur için, belki de tek eksikliği eser isimlerinin sadece Ermenice verilmiş ve Türkçeye çevrilmemiş olması.

Bu genel resme bakıldığında Modern Ermeni Edebiyatı hakkında akla gelecek ilk soru muhtemelen neden modern Ermenice edebiyatın miladı olarak 16. yüzyılın seçildiği olacaktır. Bardakjian bu soruyu henüz kitabın başında yanıtlamaya girişiyor ve şöyle diyor: “Birçok başka dönemlendirme sisteminde olduğu gibi, Ermenicede de ortaçağın on sekizinci yüzyıl ile sona erdiği unutulmamalıdır. Bu açında kitabın “geç ortaçağ ve modern” dönemi kapsadığını söyleyebiliriz” (s. 15). Dolayısıyla eserin modern dönemin öncesine de baktığını, temel olarak matbaa sonrası dönemi kapsamayı amaçladığını ve böylelikle hem modern edebiyatı hem de onu hazırlayan yüzyılların edebiyatını içermeyi hedeflediğini söylenebiliriz. Bu şekliyle kitap, Ermeni kültürü ve edebiyatının modernleşmesinin, modernlik öncesi köklerini anlamak için de önemli bir imkân sunuyor.

Modern Ermeni Edebiyatı’ndaki dikkat çeken noktalardan biri de, Bardakjian’ın ilk üç yüzyıl anlatılırken edebiyat kategorisine pek çok başka düzyazı (özellikle tarih) eseri dahil ederken, 19. ve 20. yüzyıl için sadece bugün anladığımız manada “edebî” olan eserlere odaklanması. Bu bağlamda yazarın, eserlerin yazıldığı dönemdeki “edebiyat” kavramının içeriğini ve 19. yüzyıldan itibaren kavramın içeriğinin daralmasını göz önünde tuttuğunu söyleyebiliriz.

Yine eser hakkında hemen göze çarpan bir başka önemli husus, yazarın 19. ve 20. yüzyıl Ermeni edebiyatını, önceki yüzyılların aksine, Batı ve Doğu edebiyatı olarak iki ayrı başlığa bölerek incelemesi. Bilindiği üzere Osmanlı Ermenilerinin büyük kısmı Batı Ermenice, bugünkü Ermenistan topraklarında ve çevresinde yaşayan Ermeniler ise Doğu Ermenice konuşuyordu (ve konuşmaya devam ediyor). Bardakjian’ın yaptığı ayrımdan da anlaşılacağı üzere söz konusu iki yüzyılda klasik dilin önemi azalırken, halk dilinin edebî dil olarak değer kazanmaya başladığını; bu durumda da iki ayrı Ermeni lehçesinde, birbirleriyle her ne kadar ilişkide olsalar da, iki ayrı edebiyatın geliştiğini görüyoruz. Bu bağlamda Osmanlı Ermeni edebiyatı ile Osmanlı dışındaki Ermeni edebiyatını yan yana görmek ve bunların modernleşme maceralarını karşılaştırmalı okumak Barkdakjian’ın kitabının sunduğu bir başka değerli fırsat olarak görülmeli.

Sonuç itibariyle, Bardakjian’ın türü içinde öncü olan ve bugüne kadar İngilizce okuyabilen ilgililerinin yoğun şekilde faydalandığı Modern Ermeni Edebiyatı’nda Ermeni Edebiyatı’nın klasikten çıkıp moderne giden yolculuğunu ve bu yolculuğun içinde edebiyat alanının çok yönlü dönüşüm hikâyesini sayısız edebiyatçı ve edebiyat eserine temas ederek görme şansı buluyoruz. Bu değerli eserin Türkçeye çevrilmesinin bu alanda Türkiye’de yükselen ilgiye ciddi bir ivme kazandıracağını ve bugüne kadar hissedilen büyük bir boşluğu dolduracağını söylemek abartı olmayacaktır.


(Künye: Mehmet Fatih Uslu, "Ermeni Edebiyatı Hakkında Anıtsal Bir Eser:Bardakjian'ın Modern Ermeni Edebiyatı". Toplumsal Tarih. Sayı:240, Aralık 2013. ss.92-93.)

Hiç yorum yok: