Dosyada hepsi
ilginç ve benim gibi konu hakkındaki cahil okuyucuları bilgilendirecek dört
önemli makale var.
İlk yazıda Servet
Erdem, Kürtçe ve Türkçe romanlarda dilin kimlik meselesi bağlamında ideolojik
algılanışını tartışıyor. Tanzimat’ın ve Cumhuriyet’in erken dönem romanlarında,
Türkçe kaybının yarattığı tedirginliğe ve tepkiye temas edip, yakın zamanlarda
yazılan Kürtçe romanlardaki dil kaybı, dil bilmezlik, eksik dillilik hallerini
anlamaya çalışıyor. Erken dönem Türkçe romanda züppelik, efeminelik, milli
kimlik kaybı hissiyatının, dil düzeyinde yabancı dillerle (özellikle Fransızca
ile) karışmış bir Türkçe olarak tezahür ettiğini ilgili okur biliyor. Peki malum sebeplerle en
azından çift dilli bir dünyada yaşayan Kürtçe romanda durum ne? Servet Erdem,
Kürtçenin paralel evreninde meselenin aynı şekilde işlemediğini, özellikle
Türkçe ile karışmış bozuk Kürtçenin “baskı, zorlama ve yasak merkezinde genel
bir problem olduğunu” gösteriyor: “Türkçe romanlarda öteki dilde konuşmaya
çalışanlar ağırlıktadır; Kürtçe romanlarda ise öteki dilde konuşturulmaya
çalışanlar” (7).